
27 Nisan 2010 Salı
BANKACILAR,GÜNEŞTE ŞEMSİYE SATIP YAĞMURDA GERİ ALMAYA ÇALIŞI

25 Nisan 2010 Pazar
İSTEMEM AYRILIK BOYNUNU BÜKSÜN

22 Nisan 2010 Perşembe
İÇSELLEŞTİRİLMİŞ ŞİDDET

Keyifli keyifli iş yerime dönerken 5-6 yaşlarında iki çocukla yürüyen bir kadın gördüm.Benim gazete aldığım marketin önünden geçerlerken konuşmalarına şahit oldum.
-Eğer orda azarsan hemen eve getirir bir güzel döverim seni.....
-Tamam anne....
O kadar itirazsız ,o kadar kolay kabul edilmiş bir tamam anne dediki küçük kız.İçim sızladı.Peşin peşin yapacağı yaramazlığı dayakla ödemeyi kabul etti.Zaten başkada bir şansı yoktu.Daha 6 yaşında bir hata yaparsa bunun bedelinin dayak olacağını biliyor ve kabul ediyor.
Neden....Neden....
Şiddetin hertürlüsüyle karşılaşan biz kadınlar niye yapıyoruz bunu çocuklarımıza...Niye onları daha 6 yaşında dayağa razı ediyoruz.Niye insan onurunun ,salt insan olmanın şiddet görmeye engel olduğunu hiçbir canlının şiddetle cezalandırılmaması gerektiğini öğretmiyoruz çocuklarımıza....
Çocukların çocuk olabildiği nice 23 Nisanlar dilerim.....
17 Nisan 2010 Cumartesi
GÖZLERİNİZ KENDİNİZİN Mİ?

KİŞİSEL ALANLAR

11 Nisan 2010 Pazar
DEFTERİMİ EVDE UNUTTUM.

birsürü cümle hazırladım.Cumartesi günü epey geç kalktım.Kahvaltı,duş vs derken vakit epey ilerledi.Şehirde arabayı park edecek yer bulmakta zorlandığım ve geçen sene üç kere arabayı çektirip çekici+otopark+park cezası ödemek zorunda kaldığım için otbüsle gitmeye karar verdim.Tabi bu da elimin ayağımın dolaşmasına neden oldu.Tam kapıdan çıkarken çizmelerimin gardropta olduğunu hatırladım.Gidip alıkan telefonomun mutfakta şarjda olduğunu farkettim.Bu arada otobüse verecek bozuk param olmadığını hatırlayıp kızımın dilek anahtarı almak için herkesten 1 lira alarak biriktirdiği paradan 2 tl aşırıp hızla evden çıktım.Neyseki otobüsü yakaladım ama ders başlayıp Tom ingilizce cümleleri sorduğunda neye uğradığımı şaşırdım.
Defterimi evde unuttum Tom dedim.Tabi bu söylediğime tüm sınıf arkadaşlarım güldü.Olsun ben gerçekten defterimi evde unuttum........:).
10 Nisan 2010 Cumartesi
Jorge Luis Borge

ANLAR
Jorge luis'in çok sevdiğim bir şiirini paylaşmak istiyorum bugün sizinle.Ben yıllar önce ilk dinlediğimde çok etkilenmiştim.Zaman zaman yaşam rehberim olduğunu bile söyleyebilirim.Eminim sizde kendinizden çok şey bulacaksınız.
ANLAR
Eğer yeniden başlayabilseydim hayata.
İkincisinde daha çok hata yapardım
Kusursuz olmaya çalışmaz sırtıstü yatardım.
Neşeli olurdum ilkinde olmadığım kadar
Çok az şeyi ciddiyetle yapardım,temizlik sorun bile olmazdı asla
Daha çok riske girerdim,seyahat ederdim daha fazla.....
Daha çok dağa tırmanır,daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim birçok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
Elbette mutlu anlarım oldu ama,
Yeniden başlayabilseydim eğer;
Yalnız mutlu anları olurdu.
Farkında mısınız bilmem ,yaşam budur zaten;
Anlar,sadece anlar......
Sizde anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında termometre,su,şemsiye ve yağmurluk almadan gitmeyen insanlardandım ben
Yeniden başlayabilseydim eğer,hiçbir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,ilkbaharda papuçlarımı fırlatır atardım
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder,güneşin tadına varır,çocuklarla oynardım bir şansım daha olsaydı eğer
Ama işte 85'indeyim ve biliyorum.....
.
Ölüyorum.....
7 Nisan 2010 Çarşamba
Evet hanımlar ..
ingilizce konuşma grubuna katıldığımı anlatmıştım.Öğretmenimiz Tom 'un isteği üzerine uluslararası mektup arkadaşı sitesi olan ''interpals'' den kendime Amerikalı bir mektup arkadaşı buldum.İsmi Charlotte.Şu anda tek bildiğim 2 kızı olduğu ....
Gelişmeleri sonraki günlerde sizinle paylaşacağım....
5 Nisan 2010 Pazartesi
DENİZ ADANALI

memleketin ilk mankenlerinden,sivil toplumculuğun,tanıtım ve halkla ilişkiler mesleğinin öncülerinden,marka yönetiminde uzman......
Oldukça uzun olan röportajda dikkatimi çeken Deniz Adanalının' da doğru olmadığını düşündüğü
şeyi muhatabına anında iletmesi.Çözüm önermesi.Kendimi bu huyum nedeniyle bir hayli eleştirmişimdir.Şimdi Deniz Adanalı'nında öyle davrandığını görmek beni mutlu etti.Meraklıları röportajı mutlaka okusunlar.Onları röportajda bekleyen süpriz ise gazeteci Ruhat Mengi'nin ''merdiven podyum''defilelerinin birine ait 1968 tarihli fotoğrafı.
2 Nisan 2010 Cuma
ÖZGÜVENLİ KOMŞU

Her insan evinde huzur bulmak ister.Ama bazen ev içindeki bazende ev dışındaki sorunlar nedeniyle bunu başaramaz.benim huzurbozanım ise 3.ve 5.kattaki kiracılar.
Çocuklarına bir türlü dur demeyen bu iki aile apartmanda yaşamakla ,ormanda piknik yapmak arasındaki farkı malesef henüz idrak edemediler.Çocuklarının bahçede ,aparmanın içinde,kapının önünde, çiçeklerin üstünde yani aklınıza gelebilecek her yerde oynayabileceğini düşünen bu insanlar; bize evimizden taşınmamızı önerdiler.Evet yanlış duymadınız gerçekten taşınmamızı önerdiler.Neymiş efendim erkek çocuğunun yapısı farklıymış .Bu nedenle dur durak bilmez,hiç bir kurala da uymazlarmış.Onlar da zaten oğulları rahat etsin diye bu eve taşınmışlar.Bunları duyduktan sonra kiracı olduklarına milyon kere şükrettim.Ama insanın haddini bu kadar aşabilmesine de hayret ettim.Almanyaya gittiğinde bahçedeki çiçekleri söküp lahana diken Türkleri görüp şaşkınlıktan ağzı bir karış açık kalan Almanların neler hissettiğini şimdi çok daha iyi anlıyorum.