30 Mart 2010 Salı

SBS



Türkiyede orta öğretimde öğrenim gören öğrenci sayısı ,ortalama bir Avrupa ülkesinin nufusu kadar.Bu öğrencilerin 6-7-8. sınıfta olanları her sene sbs sınavına giriyor.Bu da nerden baksanız milyonlarca öğrenci ve aile demek.Çocuğu henüz bu sınavlarla haşır neşir olmayanlar, tek stresin

sınavda yaşandığını düşünüyorlarsa fena halde yanılıyolar.Çocuğunuzun okulda veya dershanede girdiği sınavlarda aldığı her sonuç, sizi fazlasıyla etkiliyor.Sonuç iyiyse mutlu olup bir dahaki sınavda daha başarılı olmasını istiyorsunuz.Sonuç kötüyse; dünya başınıza yıkılmışcasına karamsarlaşıp; hemen ne yapmalıyım diye düşünmeye başlıyorsunuz.Üstelik önemli olanın çocuğunuzun sağlıklı ,mutlu,kendisiyle barışık,güzel ahlaklı,vatanına milletine hayırlı bir insan olması gerektiğini bile bile sanki bunları sağlayacak tek gösterge okul başarısıymış gibi...

Ben de bugün tamda böyle bir ruh hali içindeyim işte.Kızımın şu ana kadar girdiğim sınavların en iyi geçeni dediği sınav malesef şu ana kadarki en kötüsü oldu.Dershanedeki öğretmenleri de çok şaşırdı.Öyle anlaşılıyor ki onun başarı grafiğindeki bu inip çıkmalar beni bir süre daha meşgul edecek.....

Keşke insan yavrusunun hayatta oyun oynadığı tek dönem olan onlu yaşlarda incecik omuzlarında bu kadar ağır bir yük olmasaydı.En mutlu oldukları ve en keyifli oyunları oynayabildikleri yer okul olsaydı,ve yine keşke devlet okumayan ya da okuyamayan her vatandaşına insanca yaşama sınırındaki gerekli desteği verebilseydi.Böylece anne babaların kafasından "bana bişey olursa çocuğuma ne olur,gördüğü günden geri kalır mı "düşüncesi silinseydi....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder