22 Mayıs 2010 Cumartesi

TARAFINI SEÇMEK




Bu gün çok güzel başlamıştı aslında.Sabah çalan telefonun sesiyle uyandım.Abim beni menemenli bir kahvaltıya davet ediyor,sonra da kendisini Çarşamba havaalanına bırakmamı istiyordu.

Hemen çıktım.Sonra abimi de alıp üstümü değiştirmek için eve döndüm.Abime yarım saatte hazırlanacağımı söyledim ama nedense içimden giyinmek gelmediği için kotumun üzerine bir tişört geçirip çıktım.

Abimle bizim yolun rampasından keyifle aşağı inerken cd de Işın Karacanın dert bende şarkısı çalıyordu.İşe tam bu sırada sağda stabrilize yolda duran beyaz münibüsvari aracın aniden yola çıkmak için hamle yaptığını görüp kornaya sonuna kadar bastim ve çok ani fren yapıp diğer şeride geçtim.

Neyseki saniyelik reflekse büyük bir kazanın kıyısından döndük.Saniyeler içinde olan bu durum ikimizide korkuttu ama yolumuza devam ettik.Abim sadece fren esnasında biz hareket halindeyken ''Napıyorsun kardeşim sen;dikkatli olsana ''dedi.

Diğer aracın sürücüsü arkamızdan gelip beni sollayıp,direksiyonu önüme kırıp,arabayı yola paralel yaptı ve trafiği kapattı.Aniden sol tarafımda oturan abimin kapısını açtı ve bağırarak: dalmış olabilirim, ne el kol hareketi yapıyosun lan ,ben adamı gebertirim yaşatmam dedi.

Normalde böyle durumlarda pek sakin kalamayan abim,Antalyadaki bir kongrede sunum yapmakla görevliydi ve kavga ederse yüzü gözü yara bere içinde kalır , 6 yıllık emeği boşa gider diye (tabi benimde inmesin diye bacağını tutmam sayesinde )arabadan inmedi ve tamam kardeşim hadi yoluna tarzı makule yakın cevaplar verdi.

Şimdi bu durumda yapabileceğimiz 2 şey vardı.Ya hiçbişey olmamış gibi yolumuza devam etmek yada şikayetçi olmak.Abimin uçağının kalkmasına çok az bir zaman kalmıştıÜstelik şikayetçi olsak ta hiçbişey çıkmaması ihtimali çok yüksekti.Şöylebir düşündüm.Hayatımdaki herkese kendinizi kurban yapmayın , olaylara müdahil olun diyen ben hiçbişey olmamış gibi gidemezdim ve gitmedim,155 i arayıp arabanın plakasını verdim .7 dakika içinde en yakın karakola gidip şikayetçi oldum.Nedense polisler şikayetten vazgeçecekmişiz gibi düşünüyorlar.Sanırım prosedürün uzunluğu nedeniyle ya da uğraşmak istemedikleri için biçok insan vazgeçiyor şikayetinden.

Buraya kadar iyi ama abimin uçağının kalkmasına çok az bir süre var ve bizim söylediklerimizin doğruluğunu ilerde ispat edebilmemiz için adli tıbba gidip alkol testi yaptımamız gerekiyor. Nomalde zaten tezcanlı olan abim uçağı kaçırma korkusuyla iyiden panik atak oldu.Abi söz veriyorum seni uçağa yetiştireceğim ,şikayetçi olmazsak bu adamın birinin başını yakması an meselesidir diyerek abimi ikna ettim.Bir polis memurunu yanımıza alarak yine kendi arbamızla adli tıbba gittik.Adli tıptaki hemşire hanım ve doktor beyin duyarlılığı sayesinde ilk sırayı bize verdiler.Alkol testimizde 10 dakika içinde bitince çok şükür abimi kazasız belasız havaalanına dakikasında yetiştirdim.

Dönüşte düşünmeye başladım.Aslında her gün başımıza eleştirdiğimiz ne kadar çok iş geliyor.Ama bunları değiştirmek için biz ne yapıyoruz.Evet eleştirmek çok kolay ama değiş tirmek için adım atmak......

30 saniye içinde herşey kaybolabilirdi.Üstelik adam ben haklıyımda demedi.Haksız olsamda ben adamı gebertirim dedi.Öyle ise bu bloğu okuyan herkese sesleniyorum,lütfen karanlığa küfretmek yerine aydınlığa bir mum yakalım.Toplum yaşantımızda yanlış gördüğümüz hiçbir şeyi bana ne deyip geçmeyelim.İntikam yada öc almaktan bahsetmiyorum.Bu toplumu orasından burasından kirletip yaşanmaz hale getiren,insanları sindirip fiziksel güçle haklılık yaratmaya çalışan insanlara karşı duyarsız kalmamaya ve yasal yollardan hesap sormaya davet ediyorum.

vee hepinize kazasız belasız sevdiklerinizle mutlu bir hafta sonu diliyorum.

11 yorum:

  1. küfretmek yerine aydınlığa bir mum yakalım sözüne katılıyorum ve sizi bu davranıştan ötürü tebrik ediyorum...aynısını bende yapardım

    YanıtlaSil
  2. teşekkürler aydilber,inşallah böyle yapmak isteyenler çoğunluktadır

    YanıtlaSil
  3. delilerden bir tanesi rastlamış sadece. çeşitleri mevcut. ben ışıklarda el frenini cart diye çekip silahını alıp arabadan inen manyaklar da gördüm.
    en doğru hareketi yapmışsın bu arada. her ne kadar bu kadar terbiyesiz bir kutup ayısının laflarını yutmak zor olsa da.
    umarım gereği yapılmıştır da biraz şaşırmıştır en azından ayı!

    YanıtlaSil
  4. Merhaba Nalan,
    Henüz karakola götürülüp götürülmediğini bilmiyorum.Ancak uzlaşmak istemediğim için 2. kez karakola evrak imzalamaya gittiğimde adres tespitinin yapıldığını öğrendim.

    YanıtlaSil
  5. Abin arabadan çıkmamakla en iyisini yapmış. öyle tiplerden silah, bıçak ne çıkacağı belli değil. şikayet etmek en iyisi.

    YanıtlaSil
  6. haklısın Hande,
    Bende sonradan düşününce yanında silahı olduğu kanaatine vardım. Sevgiler

    YanıtlaSil
  7. hi betty,
    thank you for your comment.l visited your blog and l really liked.by

    YanıtlaSil
  8. Çok iyi etmişsin, ne yazıkki tepksizlikten başımıza geliyor ne geliyorsa...

    YanıtlaSil
  9. Çok güzel söylemişsiniz de bu trafik magandalarının sayısı o kadar fazla ki polise şikayet ede ede sorunu çözmek bence pek mümkün değil. O minibüsçüyü şikayet ediyorsun,ertesi gün bir diğeri önüne kırıveriyor.(Hele de Samsun'da). Asıl mesele Türkiye'de sürücü eğitiminin yetersizliği ve aşşağı yukarı her canı isteyenin kıytırık bir sınav ile ehliyet sahibi olabilmesi. Altındaki arabayı oyuncak sanıyor insanların çoğu.

    Bu plaka verip şikayette bulunma mevzusuyla ilgili olarak, bahsettiğiniz alkol muayenesinden sonra nasıl bir prosedür izlendi acaba? Bir şekilde karşı tarafın hatalı olduğunu kanıtlamanız istenmiyor mu? Alkol testi yeterli mi? İş her halükarda mahkemeye gidiyor mu?

    YanıtlaSil
  10. Griffith,
    Alkol testini karşı tarafın bizim alkollü olduğumuzu idda etmemesi için yaptırdık.Karakolda form doldurduk.Formun sonunda uzlaşma isteyip istemediğimiz soruluyor.Biz istemedik.Karşı tarafın ifadesini alan savcı bizi haklı bulduğu için kamu davası açıldı.Uzlaşsaydık dava açılmayacaktı.Yada karşı tarafı dinleyen savcı onu haklı bulsaydı takipsizlik kararı verip dosyayı kapatacaktı...

    YanıtlaSil